Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün en büyük eserim dediği “Cumhuriyet”, 100 yaşında. Peki bayram denildiği zaman ne anlamalıyız? Milli bayramlarımızın önemi nedir? Ve nasıl kutlamalıyız? Bu soruların yanıtını kitap olarak yayımlanan, 1923’ten 2023’e Cumhuriyet Bayramlarına ilişkin hazırlanan ilk doktora tezinin sahibi Ahi Evran Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. ile konuştuk.
“Milli bayram” olgusu neden önemli ve nasıl bir geçmişe sahip?
İmparatorlukların yıkılmasıyla meydana gelen milli devletlerin her biri içinde bulunduğu şartlara, tarihi olaylara ve benimsediği rejime göre milli günlerini belirlemeye başlamıştır. Fransız Devrimi, her alanda olduğu gibi bu tür tören ve kutlama etkinliklerine de köklü bir değişim getirmiş ve “milli bayram” kavramı doğmuştur.
Milli bayramların en önemli özelliğinin; Fransız Devrimi sonrası oluşan milliyetçiliğe bağlı olarak gelişen milli devletlerin meşruiyet sembollerinden birisi olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. İlk olarak Batıda başlayan milli bayram anlayışı da bu ülkelerin tarihleri, taşıdıkları özellikleri, yeni oluşan devlet anlayışları ile birbirlerinden farklı olarak şekillenmişlerdir.
Milli bayramlar, ülkelerin tarihsel olarak geçirdikleri evreler ve önemli günlerin canlı tutulmasındaki en önemli araçlardandır. Dolayısıyla milli bayramlar, sadece “eğlence” ifade etmez. En önemli fonksiyonu geçmişte milli devlet olabilme yolunda yapılan mücadelelerin ve sonuçta tam bağımsız devlet olabilmenin bilincini gelecek nesillere aktarmaktır.
Atatürk açısından milli bayramların özellikle de Cumhuriyet Bayramı’nın anlamı neydi?
Bayram etkinlikleri aracılığıyla ile hatıraları canlandırarak ulus olma bilincini canlı tutmaktır. Bu bağlamda milli bayramların her yıl, dönemin içinde bulunduğu şartlara bakılmaksızın, iç ve dış politikalardan kaynaklı günlük sorunlardan bağımsız bir şekilde kutlanması önem arz etmektedir. Bu kutlamalar milli bilincin güçlenmesi ve genç nesillerin ulus değerlerine sahip çıkarak ülkenin gelişmesi yönünde daha fazla çaba sarf etmelerinde etkili bir araçtır. Bunun bilincinde olan ve Cumhuriyet Bayramlarına büyük önem veren Atatürk, döneminde, geçmişteki savaşlar ile birlikte, Milli Mücadele’yi yaşayan neslin hayatta olması, devrimin getirdiği gelişmelere şahit olan bu neslin varlığı gibi etmenlerin de varlığıyla kutlamalar coşkulu geçmiştir.
Son dönemlerde çeşitli gerekçelerle milli bayramların kutlanmasına yönelik engelleyici girişimler oluyor. Geçmişte de bu tarz durumlar var mı?
Geçmişten bugüne baktığımızda, Atatürk döneminde kutlamaların coşkulu geçtiğini belirtmiştik. 12 yıl süren İsmet İnönü döneminin ilk altı yılı II. Dünya Savaşı içinde geçmiştir. Sonraki dönemlerde yaşanan askeri müdahaleler, partiler arası çekişmelerde coşku azalsa da Cumhuriyet Bayramı etkinlikleri kesintisiz olarak devam etmektedir.
Siyaset gölgesi düştü
1923’ten 2023’e, Cumhuriyet bayramlarına baktığınızda ne görüyorsunuz?
Atatürk ve İnönü döneminde şartlardan bağımsız olarak Cumhuriyet Bayramının titizlik ve coşkuyla kutlandığını belirtmiştik. Çok Partili hayata geçiş ile birlikte bayram coşkusunda giderek bir azalma dikkat çekmektedir. Özellikle 1950 sonrası partiler arası çekişmeler bayram kutlamalarını gölgelemeye başlamıştır.
27 Mayıs 1960’ta gerçekleştirilen askeri müdahale sonrasında DP iktidarına son verilmiştir. Yaşanan olaylar bayramları da büyük ölçüde etkilemiştir. 1960’lardan itibaren gerçekleştirilen askeri müdahaleler ve 1980’li yıllardan itibaren PKK terör örgütünün gerçekleştirdiği terör olayları kutlamalara damgasını vurmuş ve bayram kutlamalarında milli birlik vurgularının yapılmasına neden olmuştur. 1980’li yılların kutlamaları askeri müdahalenin etkileri yoğun olarak hissedilmiştir.
75. yıla özenli çalışma
90’lı yılların tüm bu gerginlikleri, dönemin iç politikasında oldukça etkili olmuş ve iktidar-muhalefet çekişmelerini iyice tırmandırmıştır. Cumhuriyet “koruyacağız” manşetleri ile dile getirilmiştir. Bu başlıkların altında, gerici ve bölücülere rağmen Cumhuriyetin yaşatılacağı ve bu kesimin Cumhuriyete ne kadar ilgisiz olduğunun da altı çizilmiştir.
Tüm illere ve ilçelere gönderilen genelgelerde, yurdun tamamında ‘Cumhuriyet Yürüyüşleri’nin halkın ve devlet erkânının katılımı ile yapılması” istenmiştir. Bu hazırlıklar günler öncesinden basın aracılığı ile duyurulmuş, bu yıla özgü özel logo ve marş da yapılmıştır. 75. yılda kısa bir süre önce 28 Şubat kararlarının alınıp Refah Partisi’nin kapatılması ve iktidarın el değiştirmesi etkili olmuş, özellikle laiklik vurgusu yapılarak Cumhuriyetin ve laikliğin asla yıkılamayacağı ifade edilmiştir. Türkiye’de iç politikadaki yaşanan bu gelişmeler özellikle devletin yönlendirmesi ile bu yıl yapılan kutlamalarda etkisini göstermiştir.
Uzun zamandır oldukça sönük geçen Cumhuriyet Bayramı kutlamaları, 75. yılında azımsanmayacak kadar canlı geçmiş ve halkın katılımı oldukça yoğun olmuştur. 2000’li yıllara gelindiğinde ise bayram kutlamalarında politik çekişmelerin diğer dönemlere oranla daha fazla arttığını söylemek mümkündür.
Özellikle iktidar partisi ile muhalefet arasındaki gerginlikler tüm konularda olduğu gibi Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına da etki etmiştir. Tüm bu gerginliklere rağmen Cumhuriyet Bayramı etkinlikleri kesintisiz