Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca düzenlenen etkinlik kapsamında İzmir Kültür Sanat Fabrikası’nda sinemanın iki usta ismi Türkan Şoray ve Ediz Hun, sanatseverlerle buluştu. Birlikte dans ederek İzmirlileri selamlayan ikili, moderatörlüğünü Işıl Açıkkar’ın üstlendiği söyleşide sinema anılarını paylaştı.
“TABİATLA MEŞGUL OLMAYI TERCİH EDİYORUM”
İzmirlilerin yoğun ilgi gösterdiği etkinlikte katılımcılar, cep telefonlarıyla fotoğraf çekerek o anları ölümsüzleştirdi. Moderatör Açıkkar’ın sosyal medya kullanıp kullanmadığı sorusu üzerine Türkan Şoray, “Sosyal medya kullanıyorum, insan hayatını lüzumsuz şeylerle meşgul ediyor, onun yerine tabiatla meşgul olmayı ve kitap okumayı tercih ediyorum” dedi.
“ANNEM HER GÜN SETE GÖTÜRÜYORDU”
Sinemaya başladığı döneme dair konuşan Şoray, “Sinemaya meşhur olayım, şatafatlı bir hayat yaşayayım diye başlamadım. Tamamen mecburiyetten, ekonomik nedenlerden başladım. Sinemayı bilmiyordum. Daha 14 yaşındaydım, teklif geldiğinde ekonomik nedenlerle başladım. Öğretmen okuluna gidecektim ama çok ısrar ettiler. Annem epey düşündü. Annemin ağzından çıkacak ‘evet’ veya ‘hayır’ ile hayatım değişecekti. Annem ‘evet’ dedi ve sinemaya başlamış oldum. Yaşım küçük olduğu için annem her gün sete götürüyordu. İlk sete gittiğimde çok şaşkın bakıyordum. O şaşkınlıkla ilk sahne çekilirken normal hayatımın bir parçasıymış gibi ‘ağla’ dediler ağladım, ‘gül’ dediler güldüm” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE’DE İKİ BÜYÜK STAR VAR”
Konuşmasında hayvanları çok sevdiğinden söz eden Ediz Hun, “Onlar bizden şefkat ve sevgi beklerler. Adada martıları da kargaları da beslerim. İzmir nasıl Türkiye’nin en müstesna şehriyse İstanbul’un en müstesna yeri de Adalar’dır. İzmir’de Türkan Hanım’la çok film çektik. Hayatımızın belirli bölümleri İzmir’de geçti. Atam, İzmir Kız Lisesi’ni ziyaret ettiğinde annem de yanındaydı. İzmir çok özel. Keşke İzmir’de yaşayabilsem. Artık geçti, 83 yaşındayım. Yaş önemli değil baş çok önemli” açıklamasını yaptı.
Türkan Şoray ile 22 filmde rol alan Ediz Hun, “Hayat tesadüflere bağlı. 1962 sonunda Almanya’daydım, Diş Hekimliği Fakültesi’nde okuyordum. Bir Türk filmi seyrettim; ismi ‘Acı Hayat’. ‘Türkiye’de oldukça güzel filmler çekiliyormuş’ dedim. Sonra 63’ün yazında İstanbul’a geldim. Film şirketi sahibiyle tanıştım. ‘Sen de düşünmez misin?’ dedi. Yarışmaya girdim. Yarışmada çok hoş kızlar, erkekler vardı. Ben ve Ajda Pekkan’ı seçtiler. ‘Genç Kızlar’ diye bir film çekilecekti. 60 kız vardı. Türkan ve yanında Hülya oturuyordu. Beni bir eğitime tutmadılar. Elim ayağım titredi. Sevgili Türkan’la en çok ben çalışmışım, 22 filmde. Hayat bana da yeni bir ufuk açtı. Türkan çok büyük bir star. Türkiye’de iki büyük star var; biri Cahide Sonku, ikincisi de Türkan Şoray. Türkan’la çalıştığımız her film iş yapmıştır. Bizim için en büyük mutluluk burada olup sizin sevginizi hissedebilmek” dedi.